(Dikkatli bir şekilde bir yağlı kağıda sarılmış ve bir iple bağlanmış bir mektup buldun.)
(Daha dikkatli incelediğinde, arkasında özenli bir el yazısıyla "Sevgili Ulgorn" yazdığını fark ediyorsun.)
(Mektup, şüphesiz haydutların yüzbaşısı Ulgorn'a yazılmış. Onu Ulgorn'a götürmen gerekiyor.)
Seni buraya hangi rüzgar attı, [%username]?
Sana bu kadar kısa zamanda yerine getirebileceğin bir görev verdiğimi hatırlamıyorum ...
Ya da belki de Tobu'yla konuşmak istersin?
Okuyayım ...
Bunu nereden ele geçirdin, [%username]?
Bu mektup... karanlık zamanları çağrıştırıyor. Beni asla tekrar girmek istemediğim yerlere götürüyor. Bunu tabii ki bilemezdin. Ama onu hiç bulmamış olmanı dilerdim.
Bundan kimseye bahsetme ama mektubu [%dic:STR_DIC_N_Linevir]'e götür. Ona, hala çok erken olduğunu; ölen karımın hatıralarının hala aklımdan çıkmadığını söyle ...
Bana neden geldin, [%userclass]? Ruh şifasına ihtiyacın varmış gibi görünmüyorsun.
Konuş ya da beni yalnız bırak. Beni ibadet ederken rahatsız ediyorsun.
Ama... ama... Anlamıyorum. Mektubu attığımı zannediyordum. Ulgorn bunu gerçekten okudu mu?
Hayır... Yo hayır ...
Evet, mektubu ben yazdım ve evet, ona kendim vermek istedim. Ama sonra fikrimi değiştirdim. Ulgorn'un henüz kaybının üstesinden gelemediğini biliyordum. Yeni bir .... için hazır olmadığını biliyordum, her neyse.
Bir daha onun gözlerinin içine nasıl bakabilirim? Ne aptalmışım!
Mektubu [%dic:STR_DIC_N_Ulgorn]'a götür
Mektubu [%dic:STR_DIC_N_Linevir]'e götür
Gölde avlanırken, Ulgorn'a yazılmış bir mektup buldun. Onu yüzbaşıya götürmen gerekiyor.
Gölde avlanırken, Ulgorn'a yazılmış bir mektup buldun.
Onu yüzbaşıya götürdün. Okuduktan sonra, Ulgorn çok üzüldü ve onu Linevir'e geri götürmeni istedi.
Linevir, yüzbaşının mektubu okumuş olduğunu öğrenince çok utandı. Bir daha Ulgorn'un yüzüne bakıp bakamayacağını merak etti.